görsel : Maria Magdalena
Daha çocuk olmak vardı hayatta...
karamsar düşüncelerim beni sardıkça çocukluğumu tam yaşayamadığım geliyor aklıma...Fakat kendimle samimi olmak gerekirse, bir de şimdiki yetişen çocuklara bakıyorum, onların çocuklukları benimkinden daha bir berbat. Dört bir duvarın arasında sıkışıp kalan yapayalnız çocuklar dünyasına hoşgeldiniz! Burada bol bol rengarenk ekranlar hükmeder robotlaşmış bücürlerin hayatını. Ekranda yaşarlar bütün heyecanlarını, bütün sevincelerini ve üzüntülerini. Bazen yemeyi unuturlar, bazen konuşmayı, bazen hoplamayı zıplamayı. Onun içindir ki bir çoğu vitaminsizdirler, kimisi fiziksel, kimisi konuşma özürlü, kimisi ise hislerini bir türlü anlatamazlar veya gerektiği gibi özgürce ifade edemezler... Eh ne olucak ? Sadece görsel ve işitsel becerilerini kullanırlarsa olucağı buydu tabiki ! Ne kumda oynama imkanları var, ne de sokağa çıkma özgürlükleri. Ne teyze, ne hala, ne dayı, ne amca, ne annanne, büyükbaba yanında şımarma şansları...
Bende hiç çocukluğumu özgürce yaşayamadım diye acızlanarak bu yaşıma gelmişim meğerse. Nede nankormuşum...Ah dünya ah ! Bize daha ne moderinlikler yaşaticaksın böyle?
Her neyse işte böyle değerli blogerlerim yeni bir yıla girdik dolayısıyla bir yaş daha yaslanmış bulunuyoruz. Kimisi doğarken kimisi yok olup gidiyor...Daha dün bizim büyüklerimiz olan bir çok insan göç etmiş birer birer hayattan... Ve onlardan birtanesi de amcamın hanımı, üç gün önce mefat etti! Hiç oluçeği aklıma bile gelmeyen bir insan. şokunu atlatamadım hala, ama bir gerçek var ki o da bu dünya fani ve apaçık gelipgeçici...
Mutlu yillar degerli blogercilerim !... Biraz karamsar bir giris oldu ama... Ilerde telafi ederiz insallah ;)
Sevgiyle kalin! :)